Paranoya

Muntazam Durmaz, gençlik yıllarında kaleme aldığı bir şiir yüzünden cezaevine düşen, orada geçirdiği yılların ardından ruhuna sinen bir paranoyayla hayata tutunmaya çalışan bir gazetecidir. Babasının cenazesine katılamadığı o eksiklik, zihninin köşesine kazınmış ve zamanla onu her şeyden şüphe duyan, her adımda bir komplo arayan birine dönüştürmüştür. Yıllar sonra dışarıdaki hayatına devam etmeye çalışsa da, bu paranoya artık onun ayrılmaz bir parçasıdır. Muntazam, geçmişin izlerini taşırken, gazeteciliğin keskin gözleriyle çevresine bakar ama gördüğü her şeyin ardında başka bir niyet, başka bir gerçek arar. Türkiye’nin siyasi dalgalanmalarının ve toplumsal kırılganlıklarının gölgesinde, Muntazam’ın kişisel buhranı, ülkenin de ruh hâline ayna tutar. Gerçekle hayal arasındaki çizgi her geçen gün daha da silikleşirken, Muntazam’ın yolculuğu yalnızca kendi aklının derinliklerinde değil, aynı zamanda ülkenin karmaşasında bir keşfe dönüşür.