The Nightingale

2 yıl sonra ilk defa bir filme karşı ağlıyorum. Clare'in defalarca tecavüze uğraması ve erkekler tarafından materyalleştirilmesi fikrimce zaten ÇOK rahatsız edici bir unsur. Hatta film 1825 yılını da sayarsak o zamanı ve kadınların nasıl görüldüğünü, ayrıca ırkçılığı çok iyi anlatmış. Claire daha sonra tecavüze uğradığı kişilerin ailesini yok edişine tanık oluyor. Ve sapık bir insansınız diyelim, bu sahne yine çok sarsıcı. Çünkü Ruse ve Hawkins Claire'in masum ve gerçekten ak sütten doğmuş kocasının önünde onu tekrar taciz ediyorlar. Jago ise bebeği duvara vurup öldürüyor. Jago ve Eddie gibi karakterlerde çevreden baskılanmayı çok gördüm ve sırf ''erkek'' olabilmek için hoşlanmadıkları davranışlarda bulundular. Billy ve Clare beni o kadar mutlu etti ki izlerken. Yani Billy'nin ritüel tarzı şeyler yapması, Clare'i önemsemesi aşırı hoşuma gitti o( > U < )o Gerçekten çok tatlış sahneler vardı. Yemek masası sahnesinde Billy'nin o insanlara aile demesi? o(╥﹏╥)o Sonda ise Ruse'un ölmesi (her Ruse ve Hawkins gördüğümde küfürün annesini ettim) iyi oldu,moron işte. Hawkins ölmeden önce bile bir cinsel ilişkideydi. Ya kısacası kıyafet değiştirir gibi insan değiştiren çekim alanından derin birisi. Nefes makinasına bağlı olsaydı fişi çekip kulaklığımı şarj ederdim. Son olarak bence biraz belirsiz kalmış. Son sahnede her iki karakter ağır boşlukta oluyor. Umarım Clare ve Billy mutludur :)